Pozitif olmanın yolları シ


Selamun Aleykum,
Aklıma bir kaç yıl önce okuduğum bir hikaye geldi. Orada geçen ismi hatırlamıyorum, o yüzden aklımdan geçen herhangi bir isim yazacağım. Bu hikayeyi bir gazeteden okumuştum. Ve internet üzerinden aradığımda farklı-farklı isimlerle çıktı. Ama benim hatırladığım kadarıyla yabancı bir isimdi. Neyse, biz yerli isim koyalım- Bahar olsun :)
Bahar herkesin imrendiği biriydi. Her zaman neşeliydi ve çevresine 
hep olumlu şeyler söylerdi. Birisi ona nasıl olduğunu sorduğunda:
-‘Daha iyi olamazdım’ diye yanıtlardı. Doğal bir motivatördü.
Eğer çalışanlardan birisi iş yerinde kötü bir gün geçirmişse, Bahar ona durumun olumlu taraflarına
bakmasını söylerdi.
Bahar'ın bu tarzı beni çok meraklandırdı, ve bir gün Bahar'a gidip sordum;
-‘Anlamıyorum! Her zaman nasıl bu kadar pozitif biri olabiliyorsun? Bunu nasıl yapıyorsun?
Bahar yanıtladı:
-’Her sabah kalktığımda kendime diyorum ki:
-‘Bu gün iki seçeneğin var: ya iyi bir ruh halinde olabilirsin ya da kötü bir ruh halinde, seçimini yap. Ben de iyi bir ruh halinde olmayı tercih ediyorum. Kötü bir şey olduğunda, ya kendimi kurban olarak görebilirim ya da bu durumdan bir şey öğrenebilirim. Ben de bir şey öğrenmeyi tercih ediyorum. Ne zaman birisi bana derdini anlatsa, onu sadece dinleyebilir, ya da hayatin olumlu taraflarını gösterebilirim. Ben de ikincisini tercih ediyorum.
İtiraz ettim:
-‘Hayır, bu kadar da basit değil’.
-‘Evet, bu kadar basit’, Bahar yanıtladı ve devam etti:
-‘Yaşam seçeneklerden ibarettir. Gereksiz ayrıntıları bir kenara bıraktığında her durumun bir seçenek olduğunu görürsün. Olaylara nasıl tepki vereceğini sen seçersin. İnsanların senin ruh halini nasıl etkileyeceğini kendin seçersin. Nasıl bir ruh hali içinde olacağını kendin seçersin. Hayatini nasıl yaşayacağın da senin seçimine bağlıdır’.
Bahar’ın söyledikleri üzerinde uzun uzun düşündüm. Bir süre sonra kendi işime başlamak için iş yerinden ayrıldım. Birbirimizle teması kaybettik, fakat hayat hakkında bir seçim yapacağım sırada sık sık onu ve hayata bakış şeklini düşündüm. Bir kaç yıl sonra, Bahar’ın ciddi bir iş kazası geçirdiğini duydum. 18 saatlik bir ameliyat ve yoğun bakımdan sonra, Bahar sırtına yerleştirilmiş demir çubuklarla hastaneden taburcu edilmişti.
Kazadan 6 ay sonra Bahar’ı gördüm. Kendini nasıl hissettiğini sorduğumda, ‘daha iyi olamazdım, yara izlerimi görmek ister miydin?’ diye şakayla karışık yanıtladı. Teklifini reddettim, ama kaza esnasında beyninden neler geçtiğini kendisine sordum. Bahar yanıtladı:
-‘Yerde yatarken iki seçeneğim olduğunu düşündüm. Ya yaşayacaktım, ya da ölecek. Ben yaşamayı tercih ettim’.
-‘Korkmadın mı? Bilincini kaybetmedin mi?’ diye sordum. Bahar yanıtladı:
-‘İlk yardım görevlileri bana sürekli düzeleceğimi söylediler. Fakat hastaneye getirildiğimde, doktorların hemşirelerin yüzlerindeki ifadeyi görünce gerçekten korktum. Gözleri adeta benim öldüğümü haykırıyordu. O anda bir şeyler yapmam gerektiğini anladım’. 
-‘Ne yaptın?’ diye sordum.
Bahar:
- ‘İri cüsseli bir bayan hemşire bana sürekli sorular soruyordu. Benim herhangi bir şeye karsı alerjik olup olmadığı mı? sordu. ‘Evet, kurşunlara karşı alerjim var’ diye bağırdım. Gülüşmeleri
üzerine onlara dedim ki; ben yaşamak istiyorum. Beni ölü biri gibi değil canlı birisi gibi ameliyat edin!’.
Allah'ın izniyle Bahar hem doktorlarının yeteneği, hem de inanılmaz tavrı sayesinde yaşamayı başardı. Her gün hayatı dolu dolu yaşamak için seçme hakkımız olduğunu ondan öğrendim. Yaşam'a olan tavır ve bakış açımız her şeydir. Hele iman sahibi olanlar bunu daha iyi anlamalı ama bazen çabuk pes ediyoruz.
Şimdi iki seçeneğiniz var.
1. Bu hikayeyi unutmak, ya da,
2. Ya da böyle pozitif ve güzel düşünceli olmak...

Sevgi ve duayla kalın...

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

0 yorum:

Post a Comment